Ceren Ercan

Ceren Ercan

İstanbul Üniversitesi Dramaturji ve Tiyatro Eleştirmenliği bölümünden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Sinema alanında yüksek lisans eğitimi aldı. 2003 yılından beri Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda dramaturg olarak çalışmaktadır. Galata Perform bünyesinde yürütülen Yeni Metin Yeni Tiyatro projesi dahilinde uzun yıllar oyun yazarlığı eğitimi verdi ve oyun yazım süreçlerinde danışmanlık yaptı. Kurucularından biri olduğu Oyun Deposu topluluğunun ‘Çirkin İnsan Yavrusu isimli oyununun yaratıcı ekibinde yer almıştır. Yazarları arasında yer aldığı oyunun metni Almanya’da yayınlanan Theater Heute isimli dergi tarafından basılmıştır. 19. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyer yapan ‘İstenmeyen’ isimli oyunu yönetmiştir; aynı zamanda oyunun yazarlarından da biridir. Almanya’da Offenewelt Festivali ve Paris’te Theatre de la Ville’in organize ettiği Chantier d’Europe tarafından davet almıştır. Oyun aynı zamanda New York’ta Phoenix Theatre Ensemble tarafından sahnelenmiştir.Ercan 2010 yılında Barcelona’da Sala Beckett’te katıldığı oyun yazarlığı atölyesine kapsamda yazdığı oyunu Katalanca’ya çevrilerek, Grec Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak seyirci ile buluştu. Madame Bovary’den serbest bir esinlenme olan “Köpeklerin İsyan Günü” ise 2016 yılında  yazarın kurucularından olduğu Platform Tiyatro topluluğu, Lizbon Sao Luiz Şehir Tiyatroları ve İstanbul Tiyatro Festivali ortaklığında İstanbul ve Lizbon’da oynanmıştır. Yazarın Türkiye üçlemesi adı verilen oyunlarından “Seni Seviyorum Türkiye” İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyirci karşısına çıktıktan sonra Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda oynamaya devam etmektedir. Üçlemenin ikinci oyunu “Berlin Zamanı” ise hem İstanbul’da hem de Almanya’nın Bonn şehrinde yerleşik sahnesi bulunan  “Fringe Ensemble” adlı topluluk tarafından sahnelenmiştir. Yazar aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü’nde Film dramaturjisi dersleri vermeye devam etmektedir.

Köpeklerin İsyan Günü

‘Köpeklerin İsyan Günü’; Flaubert’in Madam Bovary isimli romanının günümüzde, Nişantaşı’nda geçen serbest bir uyarlamasıdır.
O sabah Nişantaşı’nda, köpek gezdiricisi olarak çalışan genç, bir kehanet fısıldar. Küçük lüksleri için hiç durmadan çalışıp, yıpranan evliliğiyle boğuşan Suzan için o gün her şey sıradan görünmektedir. Annesi, bakıcı kadın ve köpek gezdiricisi gencin ekseninde güvenlikli orta sınıf evi tedirgin edici bir hâl almaya başlar. Köpekler semti saran kehanetin izini sürerken, geçmişin seçkinleriyle bugünün kazananları arasındaki çatışmaya ve her devrin kaybedenlerinin hikâyelerine uzanırız.